Seksin Doğası // Dr. Carin Bondar

OKUMA PARÇASI

Önsöz

Seks nedir? Biyolojik tanımı açısından bakıldığında seks, erkek ve dişi üreme hücrelerinin yeni nesiller yaratmak için birleşmesidir. 

Aslında seks adı verilen süreç sperm ve yumurtanın birleşmesinden çok daha fazlasıdır. Hayatın bu süreçten etkilenmediği veçhesi yok denecek kadar azdır; insanlar için bile. Yemek yemek, uyumak, ölümden kaçınmak gibi günlük işlevler bile seksin gerçekleşmesini mümkün kılmakla alakalıdır. Yine de seks öyle kendiliğinden gerçekleşmez. Mükemmel eşi bulmak için bıkmadan aramaya devam etmek zorundasınız. Eşinizin size çekici geldiği kadar sizin de ona çekici geldiğinizden emin olmalısınız. Zamanlama hayati öneme sahiptir, mükemmel eşiniz sizin cinsel fetihlere yöneldiğiniz anlarda müsait olmayabilir. Peki ya sevgiliniz sizin ilgilenmediğiniz tarzda bir cinsellik istiyorsa? Ayak uydurmayı mı yoksa dikkatinizi başka eş adaylarına yöneltmeyi mi seçersiniz? Ya öylece yürüyüp gitmenize izin vermezlerse? Seks ile ölüm birbiriyle derinlemesine bağlantılıdır ve seks partnerlerinin arzuları nadiren birbiriyle örtüşür.

Seks dostlukla mı ilgilidir? Aşkla mı? Tutkuyla mı? Üremeyle mi? Cevap, çok sayıda biyolojik ve ekolojik unsura bağlı olarak bunların hepsi ya da hiçbiri olabilir. Emin olabileceğimiz tek bir konu varsa o da seksin dünya üzerindeki her canlının varoluşu için elzem olduğudur. İnsanlar için seks rahatlama, eğlence, gıda ve yaşam demektir. Hem akıl almaz derecede zevk verici hem de inanılmaz ölçüde can yakıcı olabilir. Bizim için ekseriyetle zevkli olduğundan, şanslıyız. Diğer canlıların çoğu için genellikle ikinci durum geçerlidir. Hayvanların büyük çeşitlilik gösteren seks hayatlarının derinliklerini keşfederken biyoloji ve evrim gerçeklerini aklınızdan çıkarmamanızı öneririm. Böylece, zaman zaman oldukça karanlık bir çehreye bürünecek yolculuğumuzda biraz olsun rahat hissedebilirsiniz.

İnsanlar bana sık sık “Nasıl oldu da hayvanların cinsel davranışlarını inceleyen bir biyolog oldun?” diye soruyorlar. Nihayetinde, yetişkinlik hayallerini hayvanların cinsel yaşamları üzerine kuran pek fazla çocuk bulmak mümkün değildir. Benim için tüm süreç kendiliğinden şekillendi; geçmişime dönüp baktığımda ben daha ne istediğimi bilmiyorken bile en doğru seçeneğin beni kendisine çağırdığını görebiliyorum. Doktoram için tez savunmamı yaptığım sırada ikinci çocuğuma sekiz aylık hamileydim ve kısa bir süre sonra kızım aramıza katıldı. Evdeki iki ufaklıkla (sonra da zamanla üç, nihayetinde de dört oldular) akıl sağlığıma sahip çıkabilmek için kendimi yazmaya ve blog tutmaya verdim. Biyolojiyi özlüyordum, akademik düşünme biçimini özlüyordum ve Kanada’da yaşadığımız küçük kasabada fena halde yalnızlık çekiyordum. İnternetin ve sosyal medyanın muazzam gücü olmasaydı ne yapardım bilemiyorum, çünkü tüm kariyerim insanların çalışmalarıma kolaylıkla erişebilmesi sayesinde şekillendi. Yazmaya bir sürü farklı konu üzerinde çalışarak başladım, bahsettiğim hayvan davranışlarını anlatabilmek için çoğunlukla insanlara özgü davranışlarla benzerlikler kuruyordum. Nasıl olduysa bir noktada inkâr edemeyeceğim bir durumla karşılaştım: Konu seksle ilgili olduğunda insanlar hep biraz daha meraklı oluyordu (hatta bazı durumlarda çok fazla meraklıydılar). Seksle ilgili yazdıklarım hakkında, ister genital organlar ister eş seçimi üzerine olsun hep daha fazla yorum ve soru geliyordu. Anlatılanlar ne kadar ürkütücü olursa o kadar çok tepki alıyordu.