top of page
Gıdaların Beyniniz Üzerindeki Etkisi Kitap Kapağı

Gıdaların Beyniniz Üzerindeki Etkisi // Uma Naidoo

Stok kodu: 9786256896208

Gıdaların Beyniniz Üzerindeki Etkisi

Depresyon, Kaygı, TSSB, OKB, DEHB ve Diğer Hastalıklarla Mücadelede Gıdaların Şaşırtıcı Rolü Üzerine Bir Rehber

Uma Naidoo

 

Her gün kızartma yiyorsanız haftada bire indirin. Haftada bir yiyorsanız ayda bire indirmeye çalışın. Hiç kızartma yemiyorsanız zaten mutluluğa doğru yol alıyorsunuz demektir!

 

Harvardlı psikiyatrist Uma Naidoo üniversite sırasında, derslerin yoğunluğundan ve stresinden uzaklaşabilmek için yemek yapmaya başladı. Psikoloji eğitimiyle birlikte mutfak sanatları onun vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Beslenme uzmanı da olmasının ardından, kendisine gelen kaygı bozukluğu, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu yaşayan; obsesif kompulsif bozukluktan mustarip ve diğer psikolojik rahatsızlıklarla mücadele eden pek çok danışanının beslenme rejimlerini düzenleyerek onlara yardım etti.


Gıdaların Beyniniz Üzerindeki Etkisi’nde Uma Naidoo, sağlıklı yiyecekler tüketmenin, nitelikli ve lezzetli yemekler yapmanın psikolojik rahatsızlıklarla mücadele etmedeki önemi üzerinde duruyor. Kaygı hastaları hangi gıdalardan kaçınmalı? Depresyondan kurtulmak için neler tüketilmeli? Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteyi azaltmak için neler yapılmalı? Şekerli içecekler, kızartmalar, fastfood tarzı beslenme tüm bu hastalıkları nasıl etkiliyor?


Uma Naidoo birbirinden güzel yemek tarifleriyle sağlığa giden yolun kapısını bu kitapta aralıyor.

  •  

  • Özgün adı: Your Brain On Food: An Indispensable Guide to the Surprising Foods that Fight Depression, Anxiety, PTSD, OCD, ADHD and More
    Özgün dilinden çeviren: Leyla Tonguç Basmacı
    Yayıma hazırlayan: Damla Yıldırım
    Kapak tasarımı: Kolektif Tasarım
    Sayfa düzeni: Semih Büyükkurt
    Cilt bilgisi: Ciltsiz
    Kağıt bilgisi: Kitap kağıdı
    Basım tarihi: 1. Baskı Haziran 2024
    Basım bilgisi: 1. Baskı
    Sayfa sayısı: 400 s.
    Kitap boyutları: 13,5 cm x 19,5 cm
    ISBN No: 978-625-6896-20-8

450,00₺ Normal Fiyat
292,50₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI


GİRİŞ


Beslenmeyle psikiyatri ilk bakışta birbirine çok uygun gibi görünmeyebilir. Dr. Freud’u piposuyla ve deri kaplı divanıyla birlikte hayal etmeye çalıştığınızda defterine büyük ihtimalle fırında somon tarifi yazmıyordur. Hatta benim bildiğim kadarıyla psikiyatrlar hastalarını evlerine gönderirken onlara ilaç yazar veya başka tedavilere sevk ederler, ama yediklerinin, psikanaliz divanına yatmalarına neden olan sorunları açısından onlara nasıl yardımcı olabileceğiyle ilgili tavsiyede bulunmazlar. Günümüzde bilinçli insanlar olarak çoğumuz ne yediğimizi, kalbimizi, çevreyi ve özellikle bel çevremizi nasıl etkileyeceğini durmadan düşünsek de beynimiz üzerindeki etkisini pek dert etmeyiz.


Beslenmeyle akıl sağlığı arasındaki ilişki ilk bakışta sezgisel gibi görünmese de günümüz sağlık hizmetlerinde yaşanan iki salgını anlamak açısından büyük önem taşır. Tıp ve teknoloji alanında geçmişe göre büyük gelişmelerin kaydedilmişse de, zayıf beslenme rejimlerinden kaynaklanan hem psikolojik rahatsızlıklar hem de sağlıksız durumlar yaygın olarak görülmekte ve endişeye yol açmaktadır. ABD’de her beş yetişkinden birinin her an teşhis edilebilir bir akıl hastalığına yakalanma ihtimali varken, Amerikalıların yüzde 46’sı hayatlarının bir döneminde teşhis edilebilir bir psikolojik bozukluk belirtisi gösterecektir.


Amerikalıların yüzde 37’si obez, yüzde 32,5’i de aşırı kilolu sayıldığından nüfusun yaklaşık yüzde 70’i ideal kilonun üzerindedir. Tahmini 23,1 milyon Amerikalıda diyabet teşhis edilmiştir, 7,2 milyonun da henüz teşhis edilmemiş diyabet hastası olduğu tahmin edilir. Bu da 30,3 milyon insan, yani nüfusun neredeyse yüzde 10’u demektir.


Bu kitabın temelini oluşturan bağırsakla beyin arasındaki karmaşık ilişki gibi, beslenme rejimiyle akıl sağlığı arasında da son derece karmaşık ve iki yönlü bağlantılar söz konusudur: Beslenme rejimi açısından yapılan yanlış tercihler psikolojik rahatsızlıklarda artışa, psikolojik bozukluklar da yanlış beslenme alışkanlıklarına yol açar. Beslenme alanındaki sorunları çözmediğimiz takdirde ilaçlara ve psikoterapiye ne kadar başvurursak başvuralım, toplumdaki ruh sağlığı sorunlarının artışını durduramayız.


Beslenme rejimiyle akıl sağlığı arasındaki bozuk ilişkiyi düzeltmek toplumsal açıdan çok önemli olsa da hem psikolojik bozukluk teşhisi alanlar hem de başkaları açısından bireysel düzeyde de büyük bir fark yaratabilir. Depresyon veya kaygı bozukluğu nedeniyle bir psikiyatri uzmanına başvurmuş olun veya olmayın, hepimizin kendimizi hüzünlü veya gergin hissettiği zamanlar vardır. Hepimiz hafif veya ciddi kompulsif davranışlar sergilemiş, travmalar yaşamışızdır. Hepimiz dikkatimizin kolay dağılmamasını ve hafızamızın daha güçlü olmasını isteriz. Hepimiz sağlıklı uyumaya ve tatmin edici bir cinsel hayata gereksinim duyarız.


Bu kitapta size psikolojik sağlığınızın her bakımdan sorunsuz olması için beslenme rejiminizden nasıl faydalanabileceğinizi göstermek istiyorum.


Hem psikiyatr hem beslenme uzmanı olduğumu hem de aşçılık eğitimi aldığımı duyanlar genelde gençliğimden beri yemek yaptığımı ve sonradan tıp alanına ilgi duymaya başladığımı varsayar. Halbuki yemek yapmayı epey sonra öğrendim. Güney Asya kökenli, büyük bir ailede yetiştim ve çevremde olağanüstü yemekler yapan büyükanneler, teyzeler, anne ve kayınvalide vardı. Dolayısıyla yemek yapmama hiç gerek olmadı! İki alanda uzman bir doktor ve mükemmel bir aşçı olan annem, benim fırın yemeklerine ilgi duymamı sağladı ve bilime olan sevgimin özü, malzemelerin hassas ölçümüne tutundu. Yoksa mutfak işlerini başkalarına bırakmaktan mutluluk duyardım.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page