Köpeklerin Sohbeti // Miguel de Cervantes
Köpeklerin Sohbeti
Miguel de Cervantes
Talihsiz bir evlilik yüzünden hastaneye düşen bir teğmen hasta yatağında yatarken sokakta iki kişinin konuştuğunu duyar. Sohbetin çekiciliğine kendini iyice kaptıran teğmen konuşanların aslında hastanenin bekçi köpekleri olduğunu anlar ve bu mucizevi sohbeti kağıda aktarır.
Bir süreliğine konuşma kabiliyeti kazanan iki köpek başlarından geçenleri anlatırken insanlığın derin mevzularına değinirler: ahlak, yozlaşma, dedikodu, haset, talih, onur, sinsilik, tahakküm...
Cervantes’in yaşadığı dönem ve ülke üzerine yoğun bir hiciv içeren bu uzun öyküsü, bütün bir insanlık tarihinin (ve muhtemelen geleceğimizin de) güzel bir eleştirisine dönüşüyor.
Miguel de Cervantes Saavedra 1547’de İspanya’nın Alcalá de Henares şehrinde dünyaya geldi. Yirmi üç yaşında, Osmanlı İmparatorluğu’yla savaşan İspanya ordusuna katılmak üzere İtalya’ya gitti. İnebahtı Deniz Muharebesi’nde aldığı yaralardan sonra sol kolunu kaybetti. Eve dönüş yolunda seyahat ettiği gemi, Berberi korsanların saldırısına uğradı ve Cervantes esir alınarak Cezayir’de beş yıl boyunca köle olarak çalıştı. Nihayet ailesi fidyeyi ödeyince 1580’de İspanya’ya döndü. Maddi sıkıntılar sebebiyle vergi tahsildarı olarak çalışmaya başladı. Yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle en az iki kez hapis cezası aldı. La Mancha’da hapis yatarken Don Quijote’nin ilk cildini yazdı. Romantik türün ilkelerine meydan okuyan, modern romanın ilk örneği sayılan başyapıtının 1605’te yayımlanmasıyla geniş çapta üne kavuştu. Cervantes 23 Nisan 1616’da hayata gözlerini yumdu.
