top of page
Edebiyat Fabrikası Kitabı Andrey Platonov

Edebiyat Fabrikası // Andrey Platonov

Stok kodu: 9786256896192

Edebiyat Fabrikası ve Seçme Yazılar

Andrey Platonov

 

“İnsanın içine yerleşen ve orada ölen hisler vardır. İnsanın zayıflığının bir emaresidir bu. Sebebi itibarıyla küçük ama insanda yanıp, tükenip, dağılıp, kendine bir yer edinemeyip de hayatın ateşiyle savrulup giden, görünmez olduklarından insanın içinde nasıl barındıkları kestirilemeyen hisler vardır.

Şöyle olur: İnsan çalışır, başka da bir şey yapmaz. Yüzlerce insan geçip gitti, onlarla birlikte çalışan insan görüntüsünün yarattığı izlenim de içlerinde parlayıp söndü. Sonra bir kişi daha gelip geçerken bu olağan durumda başka bir şey gördü. Gördükleri içinde sönmeyen, o küçücük şey koskocaman oldu, ona ıstırap verip dışarıya çıkmak için kıvrandırıp durdu. İşte o kişi hislerini kâğıda döktü, böylelikle rahatladı.

 

Andrey Platonov'un yetkin kalemi yalnızca kurmaca eserlerde değil, denemeleri ve eleştiri yazılarında da hayat buluyor. Edebiyat Fabrikası’nda Platonov'un bu kurmacadışı metinleri, edebiyatın ve sanatın toplumsal dönüşümlerle nasıl etkilendiğini, yazarların bu değişimlere nasıl yanıt verdiğini ve edebiyatın insanların ve dönemin ruhunu nasıl şekillendirdiğini tartışıyor. Bu kitap, yazarın felsefi, siyasi ve edebi görüşlerini, toplumsal meselelere bakış açısını ve sanat anlayışını keşfetmek isteyen okurlara tatminkâr bir okuma sunuyor.

  • Andrey Platonov, gerçek adıyla Andrey Platonoviç Klimentov, 1899’da Rus İmparatorluğu’nun Voronej eyaletinde köylü sınıfına mensup bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Genç yaşlarda eğitimi için Voronej’deki teknik okula gitti ancak Rus Devrimi’nin etkisiyle öğrenimini yarıda bırakarak Bolşeviklerin yanında savaşmaya katıldı. Devrim sonrasında Sovyet hükümeti için çeşitli görevler üstlendi, Kızıl Ordu’da görev aldı. 1920’lerin ilk yıllarında Moskova’ya taşındı ve edebiyat kariyeri başladı. Platonov’un eserleri Sovyet gerçekçiliğinin sınırlarını zorlaması ve politik açıdan hassas konulara cesurca değinmesiyle bilinse de 1930’ların sonlarında eserleri devlet tarafından sansürlenmeye ve eleştirilmeye başlandı. Platonov 1951’de, tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetti. Ölümünden sonra eserleri yeniden keşfedildi ve Sovyet döneminin en önemli yazarlarından biri olarak kabul edildi.

  • Rusça Aslından Çeviren: Erdem Erinç

    Derleyen: Samet Yalçın

    Yayıma Hazırlayan: Aylin Paksoy

    Kapak Tasarımı: Kolektif Tasarım

    Sayfa Düzeni: Semih Büyükkurt

    1. Baskı, Mart 2024, İstanbul

    ISBN: 978-625-6896-19-2

    232 s. / 2. Hamur / Ciltsiz / 13,5 x 19,5

262,00₺ Normal Fiyat
170,30₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI


Sanat Üzerine

(Günlükten)


Günlük hayatımızda günün geceye, etkin saatlerimizin dinlendiğimiz saatlere dönmesi gibi insanların yaşamlarında da (tam anlamıyla) aklın tutkulu kavrayış çabasında, gerginlik ve dinginliğin birbirini izlediği buna benzer dönemler vardır.

Zihnin dinginliği, ruhun huzuru yani insanın sadece kendini, kendi bütünlüğünü, ideal uyumunu gözlemlediği an sanatın ta kendisidir… Sanat aklın kendi içine, kendi buğulu derinliğine kapalı, doğada ve evrende aynı aklın bir tek kendini, yüce varlığının yansımasını gördüğündeki yaşamıdır, işte bu yüzden sanat uçsuz bucaksız bir mutluluk, yerlere eğilen göklerin coşku dolu marşıdır. Evrenin tüm elementleri, tüm vahşi güçleri özgürleşmiş insan ruhunun filizlenen güzelliği onlara yansıdığında, şeffaf ve keskin ışınlarla sessizce karanlığı aydınlattığında ve gözlemleyen bizler kendimizde bulduğumuz her şeyi, bu büyük ihtişamın her yerinde gördüğümüzde sessizliğe bürünürler. Bize kaos gibi görünen her şeyle akraba oluruz; etrafımızdaki herkesin samimiyetimizi, sevecenliğimizi, ilgimizi seven ve bekleyen kardeşlerimiz olduğuna eminiz. Tüm bunlar kâinatta kendini gözlemleyen ruhumuzu bize kazandıran şeydir aslında, sanattır…


Eğer hayat akıl yoluyla, zafer dolu bir çabayla ileriye ve daha ileriye götürülen bir okyanussa, sanat da aynı hayat, aynı okyanustur. Ancak bu sefer durgunlaştığında ve çer çöp dibe çöktüğünde güneş ışınlarını kıran bir okyanus. Her bakan göze milyarlarca canlının kaynaştığı, mercanların hareketsizce yayıldığı, açığa çıkmayan sırların masallarıyla dolu sihirli derinliklerini sunar; delidolu, genç yaşamının gözlerden sakınılan o güzel yüzünü gösterir…


Sanat aklın coşkun rüyasıdır. Her şeye erişmiş, her şeye hâkim olmuştur sanki; hem uyum hem mükemmeliyet hem hakikattir, her şeydir… Sanat dünya dedikleri sınırsız kaosun ortasında benim benlik idealimdir.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page