top of page
Bir Kâşifin Felsefesi Erling Kagge

Bir Kâşifin Felsefesi // Erling Kagge

Stok kodu: 9786256896086

Bir Kâşifin Felsefesi

Erling Kagge

 

Son derece zorlu koşullarda hayatta kalmak, tatmin edici bir yaşam sürmek için öğretilerle doludur. Bunu “Üç Kutba” da (Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Everest Zirvesi) yürüyerek ulaşan ilk kâşif olan Erling Kagge’den daha iyi kimse bilemez. Kagge son derece akıcı ve samimi bir dille kaleme aldığı kitabı Bir Kâşifin Felsefesi’nde, onu dünyanın ve insan dayanıklılığının sınırlarına götüren keşif gezilerinden edindiği bilgelik ve uzmanlığı okuruyla paylaşıyor.

 

İyimser bir bakış açısı geliştirmekten zihnimizi doğru zamanda kalmaya ikna etmeye, küçük şeylerden zevk almayı öğrenmekten yalnızlığımızla barışmaya kadar türlü meselelerle ilgili deneyimlerini on altı maddede sıraladığı kitabında Erling Kagge, en zorlu koşullarda hayatta kalabilmenin anlamlı bir yaşam sürme konusunda bize ne kadar çok şey öğretebileceğini gözler önüne seriyor.

  • Erling Kagge “Üç Kutba” da (Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Everest Zirvesi) yürüyerek ulaşan ilk kâşiftir. Kitapları 38 dile çevrilen Kagge aynı zamanda Norveçli bir yayıncıdır. Yürümek, çev. Oğuz Tecimen (Kolektif Kitap, 2023), Gürültü Çağında Sessizlik, çev. Nezihat Bakar Langeland (Alfa, 2020), Az Parayla Büyük Sanat Eserleri Satın Alma Rehberi, çev. Abdullah Yılmaz (Alfa, 2021) eserlerinden bazılarıdır.

  • Özgün adı: Philosophy For Polar Explorers

    İngilizce Aslından Çeviren: Oğuz Tecimen

    Yayıma Hazırlayan: Çiğdem Şentuğ

    Kapak Tasarımı: Kolektif Tasarım

    Sayfa Düzeni: Semih Büyükkurt

    1. Baskı, Ağustos 2023, İstanbul

    ISBN: 978-625-6896-08-6

    160 s. / 2. Hamur / Ciltsiz / 13,5 x 19,5

205,00₺ Normal Fiyat
133,25₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI


ÖNSÖZ

Doğada Köklenmek


Açık havada, berrak göğün altında üşüdüğümde ısınmanın kolay bir yolu var: Yağmurluğumun kapüşonuyla başımı örtüyor, fermuarı boğazıma kadar çekiyor ve ritimli adımlarla yürümeye başlıyorum. Vücudum ısındığında (önce gövdem ısınıyor, sonra sıcaklık kollarımdan bileklerime, nihayetinde tırnaklarıma ve parmak uçlarıma ulaşıyor) duruyorum. Sonra çantamdan bir mandalina çıkarıp soyuyorum, her dilimi damağıma hafifçe bastırarak meyvenin suyunu yavaş yavaş emiyorum.


Bir anda kendimi bağlantıda hissediyorum; ağacı diken kişiyle, ağacın kökleriyle emdiği suyla, köklerin yayıldığı toprakla, mandalinayı filizlenme sürecinden meyve haline kadar taşıyan dalla, mandalinanın olgunlaşmasını sağlayan güneşle. Minnet duyuyorum, ısınabildiğim ve böylece doğanın ritmiyle hemhal olduğum için şükrediyorum.


Yürüyüşe çıktığımda bazen sanki hiçbir şey düşünmüyorum. Yol boyunca kafamda hiçbir hareketlilik hissetmiyorum. Zihnim uykuya dalıyor sanki. Yine de nadiren de olsa aklımdan bir şeyler geçtiği oluyor. Kayak takımıyla yürürken ayaklarımın altındaki kar tanelerini düşünüyorum; her biri su damlasından ibaret aslında, yeryüzünün on-yirmi kilometre yukarısında altı köşeli kristaller haline geliyorlar, yüzde doksan oranında hava kütlesinden oluşuyorlar, böylece atmosferden süzülerek yeryüzüne düşüyorlar. Hiçbir kar tanesi birbirinin aynı değildir, hiçbiri aynı yolu izlemez. Genellikle simetriktirler. Her zaman değil tabii; ayağımda kayaklarla üzerlerinden geçtiğimde iş değişir çünkü ezilip sıkışırlar.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page