top of page
Ekofeminizm // Maria Mies, Vandana Shiva

Ekofeminizm // Maria Mies, Vandana Shiva

Stok kodu: 9786256896338

Ekofeminizm

Maria Mies, Vandana Shiva

 

Ekofeminizm kuramları bize, doğanın talanıyla kadın bedeninin sömürüsünün aynı sistemlerin ürünü olduğunu; ekolojik krizlerin buzulların erimesinden çok, kadınların mutfaklarında, tarlalarında ve yaşamlarının yükünde yankılandığını hatırlatıyor. Maria Mies ve Vandana Shiva klasikleşen eserleri Ekofeminizm’de bu çarpıcı bakışı derinleştiren ve temellendiren güçlü bir analiz sunuyor, ekolojik yıkımı yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda ataerki ve kapitalizmin iç içe geçmiş tahakküm biçimlerinin bir sonucu olarak ele alıyor. Küresel Güney’den kadınların gündelik hayatta yaşadığı deneyimlerle, Kuzey’in endüstriyel felaketleri ve militarist politikaları yan yana geliyor, ortaya hem yerel hem de evrensel bir direniş panoraması çıkıyor. Yazarlar, temel insani ihtiyaçların metalaştırılmasından militarizmin kadınların bedenleri üzerindeki yüküne kadar uzanan bir yelpazede, yaşamın sürekliliğinin kadınlara nasıl dayatıldığını çarpıcı bir dille tartışıyor.

 

Mies ve Shiva, büyüme, üreme teknolojileri ve modernleşmenin hâkim paradigmalarını sorgularken; doğanın yaşamı işbirliği, karşılıklı özen ve sevgi yoluyla koruduğunu hatırlatan bambaşka bir çerçeve öneriyor. Küreselleşme, bilim ve kalkınmaya dair alışıldık bakış açılarını yerinden oynatarak daha etik, sürdürülebilir ve yaşamı besleyen bir dünya tasavvuru sunuyorlar.

 

Ekofeminizm, felsefi derinliği pratik içgörülerle buluşturan, kadim bilgeliği yeniden keşfetmeye davet eden bir kitap. Cinsiyet, ekoloji ve küresel eşitsizlik arasındaki görünmez bağları anlamak ve yeni olasılıkların izini sürmek isteyen herkes için ilham verici bir rehber.

  • Vandana Shiva (5 Kasım 1952) Hint fizikçi, çevre aktivisti ve yazar. Hindistan’ın Dehra Dun kentinde büyüyen Shiva, bilim felsefesi alanında yüksek lisans ve kuantum teorisi üzerine doktorasını Kanada’da tamamladıktan sonra ülkesine dönerek doğa ve köylü hakları için çalışmaya başladı. 1982’de Bilim, Teknoloji ve Ekoloji Araştırma Vakfı’nı (RFSTE) kurdu. Bu vakıf aracılığıyla, başta ormanların yok edilmesi ve büyük baraj projeleri olmak üzere birçok ekolojik yıkıma karşı taban hareketleri örgütledi. Shiva’nın en bilinen çalışmaları, Yeşil Devrim’e ve küresel tarım şirketlerinin dayattığı tek tip, genetiği değiştirilmiş, patentli tohumlara karşı yürüttüğü Navdanya adlı mücadeledir. Shiva kaleme aldığı yirmiden fazla kitabında küresel şirketlerin doğayı metalaştıran uygulamalarını eleştirir; adil, demokratik ve sürdürülebilir bir yaşam için yerel bilgiye ve doğayla uyumlu üretime dönüş çağrısı yapar. 1993’te Alternatif Nobel olarak bilinen Right Livelihood Ödülü’ne layık görülen Vandana Shiva, günümüzde hâlâ gıda egemenliği, kadın hakları ve iklim adaleti mücadelesinin öncü seslerindendir. 

     

    Maria Mies (1931–2023) Alman sosyolog, akademisyen, Marksist feminist düşünür ve küreselleşme eleştirmeni. Hindistan’da kadın çalışmalarıyla başladığı akademik kariyerini Köln ve Lahey’deki çeşitli uluslararası enstitülerde sürdürdü. Mies’ın patriyarka, kapitalizm ve sömürgecilik arasındaki iç içe geçmiş yapıları analiz eden; kadın emeği, geçim ekonomisi yaklaşımı ve ekolojik adalet temalarını ele alan kırka yakın eseri var. Mies’in eserleri, feminist teoride ve akademik literatürde paradigma değişikliklerine katkı sağlayarak ekonomik sömürü ve toplumsal cinsiyet ilişkileri üzerine eleştirel bakış açısını derinleştirdi. Mies aynı zamanda feminist aktivist olarak kadın sığınma evleri kurdu, Attac gibi küreselleşme karşıtı hareketlerde aktif rol aldı.

  • Özgün adı: Ecofeminism

    Türkçesi: İlknur Urkun Kelso

    Yayıma Hazırlayan: Emre Tokcael

    Son Okuma: Bahar Aydın

    Kapak Tasarımı: Hamdi Akçay

    Sayfa Düzeni: Semih Büyükkurt

    1. Baskı, Eylül 2025

    ISBN: 978-625-6896-33-8

    504 s. / 2. Hamur / Ciltsiz / 13,5 x 19,5

495,00₺ Normal Fiyat
321,75₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI


ÖNSÖZ

ARIEL SALLEH


“Ekofeminizm” yeni bir terim olabilir, ancak bu terimin ardındaki güç, kadınların geçim kaynaklarını koruma ve yaşadıkları toplulukları güvenli kılma çabalarına daima yön vermiştir. Bundan yaklaşık 300 yıl önce Kuzey Hindistan’daki Chipko ormanında yaşayan kadınlardan günümüzde kömür madenciliği yapılan Appalachia bölgesindeki annelere, yaşamı destekleyen toplumlar yaratma mücadelesi hâlâ devam etmektedir. Şirketleşmiş küreselleşmenin genişleyip daralarak taş üstünde taş ve kullanılmamış bir tek beden bırakmadığı günümüzde, bu mücadele daha da önem kazanmıştır. Maria Mies ve Vandana Shiva’nın işbirliği kadınların üzerinde durduğu bu ortak zemini simgelemekte, tüm kıtalara yayılmış bir taban örgütlenmesi enerjisinden söz etmektedir. Ekolojik feministler hem sokak dövüşcüsü hem de birer filozoftur.


Only connect”: Bu bakış açısını oldukça güzel özetler. Neoliberal sermaye, militarizm, şirketleşmiş bilim, emeğin yabancılaşması, aile içi şiddet, üreme teknolojisi, seks turizmi, çocuk tacizi, yenisömürgecilik, islamofobi, ekstraktivizm, nükleer silahlar, endüstriyel zehirler, toprak ve su gaspları, ormansızlaşma, genetik mühendisliği, iklim değişikliği ve modern ilerleme efsanesi arasındaki tarihsel bağlantıları ortaya koyabilen, bildiğim tek siyasi çevçeve ekofeminizmdir. Ekofeminist çözümler aynı zamanda sinerjiktir: Gündelik yaşamın kendini idame etme etrafında örgütlenmesi gıda egemenliğini, katılımcı demokrasiyi ve doğal ekosistemlerle karşılıklılık ilişkisini destekler.


Sömürgecilik sonrası döneme dair güçlü görüşleri, yirminci yüzyılın kalkınma “trenini yakalama” [“catch-up”] ideolojisini teşhir edişleri ve kadınların sürdürülebilir yerel ekonomileri koruma becerilerine yaptıkları vurguyla, Mies ve Shiva’nın bir noktada güçlerini birleştirmeleri kaçınılmazdı.


Maria sosyoloji eğitimi almıştır. Doktora tezi 1980’de İngilizce olarak, Indian Women and Patriarchy: Conflicts and Dilemmas of Students and Working Women [Hint Kadınlar ve Ataerki: Öğrenci ve Çalışan Kadınların Çatışma ve İkilemleri] başlığıyla yayımlanmış, Hindistan’daki kadınların toplumsal rol çatışmalarına odaklanmış, dantel işleyen ev kadınlarının kapitalist sömürüsünü de araştırmıştır. Ülkesindeki feminist hareketin içinde yer almış, aralarında nükleer karşıtlığı ve ekoloji hareketlerinin de bulunduğu pek çok toplumsal harekette aktif rol oynamıştır. Buralarda edindiği deneyimler Lahey’deki Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde verdiği kadın çalışmaları derslerini şekillendirmiştir. Mies, feminist bir araştırma metodolojisi geliştirmiş ve Veronika Bennholdt-Thomsen ve Claudia von Werlhof’la birlikte bir Marksizm eleştirisine uygulamıştır.


Patriarchy and Accumulation on a World Scale [Ataerki ve Dünya Ölçeğinde Birikim] adlı kitabı Zed Books tarafından 1986’da yayımlamış, 1999’da The Subsistence Perspective’in [Kendini İdame Perspektifi] yazarları arasında yer almış, The Village and the World [Köy ve Dünya] adlı otobiyografisi 2010’da yayımlanmıştır.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page