top of page
Hayvanların Gizli Yaşamı Peter Wohlleben

Hayvanların Gizli Yaşamı // Peter Wohlleben

Stok kodu: 9786052205655

Hayvanların Gizli Yaşamı

Peter Wohlleben

 

“Geyikler, yabandomuzları ya da kargaların, kendi içinde mükemmel olan hayatlarını yaşarken eğlenebildiklerini de kavrayan biri, kadim ormanlardaki yapraklar arasında neşeyle dolaşan o minik hortumluböceklerine de saygı duyabilir belki.”

 

Kimisi evimizin sakini, kimisi sokakların, kimisiyle penceremizde karşılaşıyoruz kimisiyle yabanda, ama kesin olan şu ki ne zaman seslerine kulak versek günümüz güzelleşiyor. Ne kadar farkında olduğumuz bir yana onları duyuyor, onları görüyor, onları etkiliyor ve onlardan etkileniyoruz. Bu kitap farklılıklarıyla bizi büyüleyen hayvanlarla duygu, düşünce ve değerler dünyamızdaki ortaklıkları gösteriyor. Bu sayede bizi hayvanlar âleminin diğer üyeleriyle ilgili varsayımlarımızı sorgulamaya ve bizimki kadar kırılgan yaşamlarına iştirak ederken bu bilgiyle hareket etmeye davet ediyor.

 

Doğa üzerine yazdığı kitapları onlarca dile çevrilip milyonlarca okura ulaşan Peter Wohlleben bu kitabında birbirlerine adlarıyla seslenen kuzgunlardan kendi yaptıklarına kafa yorup pişman olan sıçanlara, tavukları kandıran horozlardan sadık domuzlara, utangaç atlardan yas tutan geyiklere ve yavrularını eğiten keçilere kadar yeryüzünü paylaştığımız türlü çeşit hayvanın hikâyesine yer veriyor.

 

“Etkileyici ve okunaklı diliyle Peter Wohlleben’ın bu kitabı da başka bir cevher. Yazarın bilimsel keşiflerle kendi deneyimlerini harmanlamaktaki ustalığı sayesinde her bir sayfasını zevkle okudum. Siz de okuyun ve bir daha asla yeryüzünü diğer canlıların renkli ve zengin yaşamlarıyla paylaştığımız konusunda şüpheye düşmeyin.”

Jonathan Balcombe

  • Peter Wohlleben 1964’te Almanya’nın Bonn şehrinde doğdu. Ormancılık eğitimini aldıktan sonra Rheinland-Pfalz eyaletine bağlı Orman Müdürlüğü’nde yirmi yıl çalıştı. Ekolojiyle ilgili fikirlerini hayata geçirmek için işinden ayrıldı. Ormanlık alanların ve doğanın korunması adına seminerler düzenliyor, yaşadığı Hümmel köyünde çevre dostu yöntemlerle kendisine ayrılan ormanlık alanı yönetme görevini sürdürüyor. Kitapları kırk dile çevrildi, The New York Times ve Der Spiegel de dahil yayımlandığı birçok ülkede çok satanlar listelerinde yer aldı.

     

  • Almanca Aslından Çeviren: Zehra Aksu Yılmazer

    Yayıma Hazırlayan: Eda Çaça

    Son Okuma: Cihan Kara

    Kapak Tasarımı: Deniz Akkol

    Sayfa Düzeni: Semih Büyükkurt

    1. Baskı, Haziran 2020

    ISBN: 978-605-2205-65-5

    213 s. / 2. Hamur / Ciltsiz / 13,5 x 19,5

244,00₺ Normal Fiyat
158,60₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI

ÖNSÖZ


Tavukları kandıran horozlar? Yas tutan dişi geyikler? Utanan atlar? Daha birkaç yıl öncesine kadar tüm bunlar kulağa saçma düşünceler, besledikleri hayvanlarla samimiyeti ilerletmek isteyen hayvanseverlerin hüsnükuruntuları gibi geliyordu. Ben de onlardan farklı değildim, zira hayatım boyunca hayvanlarla iç içe oldum. İster annemle babamın beni anne belleyen civcivleri, isterse ormancı evinde bizimle birlikte yaşayan ve neşeli melemeleriyle gündelik yaşamımızı zenginleştiren keçiler ya da ormandaki günlük teftişlerimde karşılaştığım diğer hayvanlar olsun, kendime hep şunu sordum: Kafalarından neler geçiyor acaba? Biliminsanlarının uzun yıllar iddia ettiği gibi, duygular dağarcığının tamamı gerçekten sadece biz insanlara mı mahsus? Yaratılış gerçekten de bize has biyolojik bir yol açmış olabilir mi? Bilinçli, dolu dolu bir hayat yalnızca bize mi bahşedilmiş?


Bu soruya “evet” cevabını verebilseydik, bu kitap burada biterdi. Zira insan biyolojik tasarım anlamında çok özel olsaydı, kendini diğer türlerle kıyaslayamazdı. Hayvanlarla empati kurmanın bir anlamı da olmazdı, çünkü içlerinden neler geçtiğini hiçbir şekilde tahmin edemezdik. Neyse ki doğa daha ekonomik bir seçenekte karar kılmıştır. Evrim, bir bilgisayar sistemine benzer biçimde, zaten mevcut olanları “sadece” değiştirip uyarlamıştır. Windows 10’dan önceki sürümlerin işlevleri Windows 10 için de hâlâ nasıl geçerliyse, ilk atalarımızın genetik programları da bizde işlemeye devam ediyor. Ve soyağaçları milyonlarca yıllık bir süreçte bu çizgiden sapan diğer tüm türlerde de. Dolayısıyla benim anlayışıma göre üzüntünün, acı ya da sevginin iki ayrı türü yok. Bir domuzun bizim gibi hissettiğini söylemek kulağa cüretkâr bir iddia gibi gelebilir. Fakat domuzun bir tarafı incindiğinde kendini bizden daha az kötü hissetmesi olasılığı hemen hemen sıfırdır. Bazı biliminsanları şimdi “yok artık” diyecek, bunun  kanıtlanmadığını söyleyecektir belki. Doğru, asla da kanıtlanamayacak. Sizin de benim gibi hissedip hissetmediğinizi de hiçbir zaman kanıtlayamam sonuçta. Hiç kimse bir insanın içinde olup bitenleri bilemez, örneğin tene batırılan bir iğneyi yeryüzünün yedi milyar sakininin tümünün de aynı yoğunlukta hissettiğini kimse kanıtlayamaz. Ne var ki insanlar duygularını kelimelerle ifade edebiliyor ve bu paylaşım, duygular söz konusu olduğunda tüm insanların benzer düzlemde olduğu ihtimalini kuvvetlendiriyor.


Nitekim mutfakta bir kâse mantıyı mideye indirdikten sonra masum bir yüz ifadesi takınan köpeğimiz Maxi, biyolojik bir yeme makinesi değil, kurnaz, sevimli bir üçkâğıtçıydı. Evde beslediğimiz hayvanları ve ormandaki akrabalarını dikkatle gözlemledikçe, salt insanlara atfedilen duyguları onlarda da gördüm. Bu durum sırf bana özgü değil elbette. Pek çok hayvan türünün bizimle aynı özellikleri paylaştığını düşünen araştırmacıların sayısı giderek artıyor. Kargalar arasında gerçek aşk? Tabii ki var. Akrabalarının isimlerini bilen sincaplar? Çoktan kanıtlandı. Nereye bakarsanız bakın, seven, birbirlerinin acısını duyan, birlikte olmaktan keyiflenen hayvanlar görürsünüz. Bu konularla ilgili çok sayıda bilimsel makale de mevcut artık, ama daracık alanlara odaklanan bu araştırmaların dili o kadar kuru ki okurken keyif almamız, hele hele konuyu daha iyi anlamamız pek mümkün değil. İşte bu nedenle tercümanınız olmak, heyecan verici bulguları sizin için gündelik dile aktarmak, yapbozun küçük parçalarını birleştirerek tablonun tamamını göstermek istiyorum. Etrafımızdaki hayvanlar âleminin bu kapsamlı tablosu, burada tasvir edilen türleri sabit genetik kodlarla hareket eden ruhsuz biyolojik otomatlar olmaktan çıkaracak, onları sadık dostlara ve sevimli yaramazlara dönüştürecek. Ve onların gerçekten sadık dostlar ve sevimli yaramazlar olduğunu, ormandaki bölgemde benimle birlikte yürüyüşe çıktığınızda, keçilerimiz, atlarımız ve tavşanlarımızla tanıştığınızda görebileceğiniz gibi, yaşadığınız yerlerdeki parklar ve ormanlarda da keşfedebilirsiniz. Hadi gelin öyleyse, başlayalım.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page