top of page
Hav Jan Morris

Hav // Jan Morris

Stok kodu: 9786052205846

HAV

Jan Morris

Ursula K. Le Guin’in Önsözüyle

 

Hav kurmaca bir şehir devleti, bir Akdeniz şehri, sokaklarında Türkçenin, Ermenicenin, Rumcanın, Arapçanın, Rusçanın, İtalyancanın bir arada duyulduğu bir coğrafya. Yirmi yıl arayla bu coğrafyaya giden bir seyyah yazar, şehrin iki yakın dönemi arasındaki siyasi, kültürel, yaşamsal doku değişimlerini nefis bir dille anlatıyor.

 

Önce 1985 yılının Hav’ını tanımaya başlıyoruz, sonra bir “Müdahale” oluyor, altüst oluyor şehir, yirmi yılın ardından aynı yere dönüyoruz, yirmi birinci yüzyılın Yeni Hav’ına, Kutsal Mirmidon Cumhuriyeti’ne. Eskisinin izini sürmeye çalışsak da zorlanıyoruz, şehrin tarihini bağnaz bir bakışla baştan yazanların eliyle görgüsüzlüğün tüm şehirde itinayla teşhir edildiğini görüyoruz.

 

Hav hibrit edebiyatın usta bir örneği, seyahat edebiyatıyla bilimkurguyu bir araya getiriyor. Hav diye bir şehir yok ama pekâlâ olabilir.

 

Hav, tüm Akdeniz tarihinin, âdetlerinin ve politikasının birkaç bin yılına tutulmuş bir ayna gibi... Suudi Arabistan, Türkiye veya Downing Street’in geçmişine ve mevcut haline gerçekten vâkıf, son derece gerçekçi, kesinlikle gözleme dayanan bir eser. Ciddi bilimkurgu eserleri hayal ürünlerinin değil bir gerçekçiliğin biçemidir; Hav alternatif bir coğrafyanın ne kadar kullanışlı olabileceğine mükemmel bir örnek. Eğer bilimkurguyu bilmedikleri nispetle küçük gören üstatların ahmakça züppelikleri aklınızı çelip de Hav’a sırtınızı çevirirseniz hem yazık olur hem de çok büyük bir kayıp.”

Ursula K. Le Guin

 

Hav’ı okuyan hangi seyahat yazarı gerçekten var olan bir yeri anlatmaya devam etsin ki? Hibrit edebiyatın güçlü bir örneği Hav; hem başlı başına mükemmel bir kurmaca hem de Lawrence, Burton ve Blanch gibi yenilmez seyahat yazarlarına nükteli bir saygı duruşu.”
Elaine Kendall, Los Angeles Times

 

“Dokunaklı bir aşk mektubu [Hav], görünmez bir şehre değil, yaşamın kendisine yazılmış. Morris bize ‘şimdi ve burada’yı anlatmak için hayali bir gurbetin hikâyesini kaleme almış.”

Peter J. Conradi, The Independent

 

“Jan Morris gezegende ilginç neresi varsa neredeyse hepsini anlamak için edebi kabiliyetiyle muhabirlik görüsünü işe koşuyor. Kaleme aldıkları arasında Hav’ın eşsiz bir yeri var, belki de kavrayış bakımından en kuvvetli eserlerinden biri.”

Donald Morrison, Time

 

“1985’te ilk yayımlandığında gerçek bir yer sanılarak kafası karışmış seyahat acentelerini boş yere aramış insanlar. Boşuna değil ama, Morris’in hayal gücü hayranlık uyandırıyor, kurmaca şehir devleti dört başı mamur bir yer ve olağanüstü bir yer. Hav, Akdeniz Yarımadası’nın doğusunda, soğan kubbeleri, minareleri ve parlak olduğu kadar karmaşık tarihiyle insana son derece inandırıcı geliyor. Hav’ın geçmişi yaşanmış olaylarla ustaca örülmüş; şimdisiyse soluk ve yalıtılmış, insana rahatsız edici bir şekilde kayıp bir dünyayı gözetliyormuş hissi veriyor.”
Publishers Weekly

 

“Şehrin tüm tarihi bu güzel edisyonda bir araya geliyor. Okurlarsa en çok ilk bölümü sevmeye devam ediyor, yani Akdeniz Ekspres’in son durağı olan Hav’ın ilk haline yapılan o nostaljik gezinin güzel anlatımını. O romantik hırpani şehir (eğer bir zamanlar gerçekten vardıysa bile) artık yok. Fakat ne yazık ki Kutsal Mirmidon Cumhuriyeti (başka başka isimlerde) bugün hâlâ gerçekliğini koruyor.”

Michael Dirda, The Washington Post

  • Jan Morris bir seyyah, yazar ve tarihçi. İngiliz bir anne ile Galli bir babanın çocuğu olarak 1926’da dünyaya gelir. 1974’te cinsiyet uyum sürecini tamamlar ve Jan Morris ismini o zaman alır. Seyahatleri dışında hayatının çoğunu Galler’de eşi ve dört çocuğuyla geçirir. Şimdiye kadar yayımlanmış elliye yakın kitabı arasında Britanya İmparatorluğu üzerine toplumsal tarih çalışması Pax Britannica’nın yanı sıra şehir portreleri yer almaktadır, en bilinen örnekleri Venedik, Oxford, New York, Manhattan, Sidney, Hong Kong ve Trieste üzerine olanlarıdır. 1953’te Everest Dağı’nın zirvesine ilk kez çıkan kafileye eşlik etmiş, tırmanış hakkında Coronation Everest adında bir kitap kaleme almıştır. Ayrıca anılar ve biyografiler yayımlamıştır, ama o yapıtlarının hepsine bir bütün olarak, “kılık değiştirmiş otobiyografi” adını verir. Türkçedeki ilk eseri, seyahat edebiyatıyla bilimkurguyu ustalıkla bir araya getirdiği romanı Hav’dır (Kolektif Kitap, 2021). Kitabı oluşturan iki bölüm, İngilizcede ilkin iki ayrı roman olarak, birincisi 1985’te, ikincisi devam romanı olarak 2005’te yayımlanmıştır.

  • Özgün adı: Hav

    İngilizce Aslından Çeviren: Çiğdem Erkal

    Yayıma Hazırlayan: Eda Çaça

    Son Okuma: Mehmet Ekinci

    Kapak Tasarımı: Deniz Akkol

    Sayfa Düzeni: Semih Büyükkurt

    1. Baskı, Haziran 2021

    ISBN: 978-605-2205-84-6

    359 s. / 2. Hamur / Ciltsiz / 13,5 x 19,5

406,00₺ Normal Fiyat
263,90₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI

Önsöz


Hav’dan Son Mektuplar 1985’te yayımlandığında (ve Man Booker Ödülü’ne aday gösterildiğinde) seyahat acenteleri arasında beklenmedik bir sıkıntıya neden olmuştu çünkü Jan Morris’in seyahat yazarı olarak hak edilmiş bir ünü vardı ve çağdaş okuyucular bu romanın doğasına henüz yabancıydı. Seyahat acentelerinin müşterileri neden Hav’a ucuz uçak bileti bulamadıklarının bir izahını istiyordu. Buradaki sıkıntı tabii ki uçağın varış noktası değil, çıkış noktasıydı. İşin aslı buraya ne Londra ne de Moskova’dan gidemezdi insanlar; buraya sadece Rurutanya, Orsiniya ya da Görünmez Kentler’den gidebilirlerdi; bütün mesele doğru treni bulabilmekti.


Şimdi, yani yirmi yıl sonra, Morris yeniden Hav’a dönüp “Mirmidonların Hav’ı” isimli nihai bölümü ekleyerek seyahat rehberini geliştirmiş, derinleştirmiş ve müthiş bir şekilde allak bullak etmiş. Neticenin, sıradan bir okurun bir romandan beklediği şey olmaması, eserin son derece kusursuz kurgusallığının sorgulanması anlamına gelmez; yazarın son derece güçlü ve sarih hayal gücünün sorgulanması anlamına da gelmez.


Hikâye bölümlerden oluşuyor, sıradan romanların “aksiyon” veya “olay örgüsü”nden tamamen yoksun; fakat bu sözde anlatımsal zorunlulukların yerini genel olarak kitabın güçlü ve toparlayıcı gidişatı ve maksadı almış. Kitapta, romanlarda olması gereken başka bir sözde gereklilik daha yok; soyut bir fikri yansıtırken bir yandan da kendilerince unutulmaz bir varoluş biçimini takınan karakterlerden de yoksun. Her iyi seyahat yazarı gibi Morris de ilginç insanlarla konuşuyor ve sohbetlerini aktarıyor. Kitabın ilk bölümünde rastladığımız insanlar bize etrafı gezdirmek ve bizzat ülkelerine ne olduğunu göstermek için ikinci bölümünde de ortaya çıkıyor ama itiraf etmeliyim ki onlarla tekrar karşılaştığımda isimlerini tam hatırlamıyordum. Morris’in yeteneği bir portre çizmek değil; onun kişileri birer birey olarak değil, örnek birer Havlı olarak unutulmaz karakterlerdir.


Olay örgüsü ve karakterlerindeki bu eksiklik, geleneksel Ütopya’da yaygın bir durumdur; akademisyenlerin ve bir şeyleri sınıflandırmaya meraklı diğerlerinin Hav’ı da Thomas More ve arkadaşlarıyla aynı kefeye koymalarını bekliyorum. Saygın bir mevki olabilir lakin kitabın ait olduğu yer orası değil. Ben Hav’ın aslında bir bilimkurgu olduğunu söyleyince muhtemelen Morris ve özellikle yayıncısı bunun için bana müteşekkir olmayacak. Üstelik bana soracak olursanız Hav hem bilimkurgunun son derece bilinen bir türü hem de mükemmel bir örneği. Kitaptaki “bilim” ya da uzmanlık alanları toplumsal konulardan oluşuyor: Etnoloji, sosyoloji, siyaset bilimi ve hepsinin ötesinde tarih. Hav, tüm Akdeniz tarihinin, âdetlerinin ve politikasının birkaç bin yılına tutulmuş bir ayna gibi. Yansımalarını tek bir noktaya odaklayan bir ayna; yansımaları net bir şekilde hem gözlem hem de kurgu üzerine yoğunlaşıyor. Neredeydik, nereye gidiyoruz? Kitabın sorduğu sorular bunlar. Bu soruları, atlaslarda veya tarihte bulunmayan bir yer uydurarak yöneltiyor; fakat bu yeri var olan dünyaya mantıklı bir biçimde, zorlamadan katınca bize etrafıyla ilgili mesafeli, ironik ve devrimci bir görüş açısı sunmuş oluyor. 


Gulliver’in ziyaret ettiği adalardaki gibi hiciv içeren fantastik bir biçimi yok; Suudi Arabistan, Türkiye veya Downing Street’in geçmişine ve mevcut haline gerçekten vâkıf, son derece gerçekçi, kesinlikle gözleme dayanan bir eser. Ciddi bilimkurgu eserleri hayal ürünlerinin değil bir gerçekçiliğin biçemidir; Hav alternatif bir coğrafyanın ne kadar kullanışlı olabileceğine mükemmel bir örnek. Eğer bilimkurguyu bilmedikleri nispetle küçük gören üstatların ahmakça züppelikleri aklınızı çeler de Hav’a sırtınızı çevirirseniz hem yazık olur hem de çok büyük bir kayıp.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page