top of page
!

OKUMA PARÇASI


“Halkın gerisinde kaldığımız tartışma götürmez bir gerçek, Sanırım bu sizi güldürüyor Bay Karamazov?” Filozoflar burada ele alacağımız sorunları ciddiye almadılarsa bunun nedeni haklı olarak kendilerini aklın yetilerini deneyimlemeye adamalarıdır. Onlar “anlama”nın farklı niteliklerini keşfetmek ve kavramak için olağanüstü çaba gösterirken, şüphesiz aptallığın varlığını da tamamen ihmal etmemişlerdi, zaten en kaba yaklaşımla, tanımı gereği akılla aptallık ters orantılıdır: aptal olmayı bıraktığımız ölçüde anlamaya başlarız. Bu yüzden filozoflar mücadele ettikleri aptallık hakkında büyük oranda olumsuz tanımlamalar yaptılar, onların bakış açılarına göre bireyler en azından teorik olarak akıllıdırlar. Aptallığın felsefi tarihini yazmasak bile filozofların onu, bilginin, ahlaki yetkinliğin, yapıcı müzakerenin, birlikte yaşamanın önündeki kanaat, önyargı, kibir, batıl inanç, tahammülsüzlük, ihtiras, dogmatizm, bilgiçlik, nihilizm ve benzeri şekillerde ortaya çıkan engeller olarak gördüklerini hatırlamak yeterlidir. Şüphesiz bunu yaparak aptallığın çeşitli yönlerini aydınlatmaya katkıda bulundular.



!
bottom of page