top of page
Yaşam Bilgisi Georges Canguilhem

Yaşam Bilgisi // Georges Canguilhem

Stok kodu: 9786256896048

Yaşam Bilgisi

Georges Canguilhem

 

Biyoloji ve modern tıptaki dönüşümler yaşam kavrayışlarımızı nasıl şekillendirdi? Felsefi kavramlar ve bakış açıları biyolojik fikirleri ve deney çalışmalarını nasıl etkiledi? Birbirine çok uzak disiplinler olarak tasavvur edilen felsefe ve tıp/biyoloji arasındaki etkileşimler nasıl gerçekleşti?

 

Genetik devrimin şafağında yayınlanan Yaşam Bilgisi, hücre teorisinin tarihini, organizmaya dair mekanik anlayışlara yakınlaşmamızı ve uzaklaşmamızı, bilim ve nesnelerindeki normalliğin doğasını ve hatta canavarları ele alarak bu sorulara kendi özgünlüğüyle cevap veriyor.

 

Michel Foucault, François Jacob, Louis Althusser ve Pierre Bourdieu gibi düşünürlerin çalışmalarındaki izlerinden anladığımız kadarıyla Georges Canguilhem, hem Fransız felsefesi hem de bilim felsefesi üzerinde muazzam bir etki bırakmıştır. Yirmi yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu eser, modern biyolojinin doğuşundan geçen yüzyılın ortasına kadar meydana çıkan felsefi muğlaklıkları ve sorunları işleyerek epistemolojik bir tarihsel analiz de sunmaktadır.

  • Georges Canguilhem (1904 –1995): Epistemoloji ve bilim felsefesi (özellikle biyoloji) alanlarında uzmanlaşmış Fransız filozof. 1924 yılında École Normale Supérieure bünyesinde Jean-Paul Sartre, Raymond Aron ve Paul Nizan gibi isimlerle birlikte eğitim görmeye başladı. 1927 yılında mezun oldu ve sonrasında Fransa’da çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı. Bu esnada tıp eğitimi almaya karar verdi ve 1943 yılında tahsilini tamamlayarak tıp doktoru oldu. İkinci Dünya Savaşı direnişinde aktif bir rol oynadı. 1955’te Sorbonne Üniversitesi Bilim Tarihi Enstitüsüne müdür olarak atandı, Gaston Bachelard’dan devraldığı bu görevi 1971 yılına kadar devam ettirdi. Canguilhem, emekli olduktan sonra da aktif bir entelektüel yaşam sürmüş ve eserler vermeye devam etmiştir.

  • Özgün adı: La connaissance de la vie

    Fransızca Aslından Çeviren: Adem Beyaz

    Yayıma Hazırlayan: Mehmet Ekinci

    Kapak Tasarımı: Deniz Akkol

    Sayfa Düzeni: Semih Büyükkurt

    1. Baskı, Mayıs 2023, İstanbul

    ISBN: 978-625-6896-04-8

    256 s. / 2. Hamur / Ciltsiz / 13,5 x 19,5

288,00₺ Normal Fiyat
187,20₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI


GİRİŞ:

DÜŞÜNCE ve CANLI


Bilmek, analiz etmektir. Bunu söylemek kolay ama doğrulamak zor, çünkü bilgi sorunuyla uğraşan her felsefe bilme işlemlerine dikkat kesildiği için bilmenin anlamından uzaklaşır. Bu soruna karşı olsa olsa bilginin yeterliliği ve saflığını kabullenip bir cevap verilir. Fakat bilmek için bilmek en az yemek için yemek veya öldürmek için öldürmek ya da gülmek için gülmek kadar anlamsızdır, çünkü hem bilmenin bir anlamı olması gerektiğinin hem de bilgi içinde kendinden başka herhangi bir anlam bulmayı reddetmenin itirafıdır.


Bilmek analiz etmek olsa da mesele tabii ki burada kalmaz. Ayrıştırmak, indirgemek, açıklamak, teşhis etmek, ölçmek, denklemlere dönüştürmek: Bunların hepsi aklın menfaatine olmalı, zira, belli ki bunlar keyif alma pahasına yapılıyor. Doğa kanunlarından değil doğanın kendinden keyif alırız, sayılardan değil niteliklerden, bağıntılardan değil varlıklardan haz alırız. Nihayetinde bilgiyle geçinmeyiz. Bayağılık mı bu? Belki. Küfür mü? Ama neden? Baz insanlar kendilerini bilgi yaşamına adadı diye insanın gerçekten sadece bilim içinde ve bilim vasıtasıyla yaşayabileceğine inanmalı mıyız?


Bilgi ve yaşam arasında temel bir çatışma olduğunu o kadar kolay kabul ederiz ki bunların birbirinden karşılıklı hoşnutsuzluğu sadece bilginin yaşamı yıkması ya da yaşamın bilgiyi küçümsemesiyle sonuçlanır. O zaman da berrak yani şeffaf ve durağan bir entelektüalizm ile sisli yani hem faal hem de bulanık bir mistisizm arasında seçim yapmaktan başka bir seçeneğimiz kalmaz.


Fakat bu çatışma insanın düşüncesi ve yaşamı arasında değil, insanın yaşam bilincindeki dünya ve insan arasındadır. Düşünce, insanın dünyadan salıverilmesinden ibarettir; bu da bizi beliren engellerden kendimizi geri çekmeye, onları sorgulamamıza, onlardan şüphe duymamıza (düşünce yüktür* vs.) yol açar. Somut tabirle söylersek şayet, bilgi engellerin azaltılması yoluyla güvenlik arayışı demektir; benzeşme vasıtasıyla işleyen kuramların inşası anlamına gelir. Bu sebeple, insan ve ortam arasındaki gerilimlerin doğrudan ya da dolaylı çözülmesi için genel bir yöntemdir. Ancak, bilgiyi bu yolla tanımlamak, onun anlamını amacında bulmak manasını taşır, bu amaç da insana yeni bir dünya dengesi, yaşamının yeni bir biçimi ve örgütlenmesini sunmaktır. Bilginin yaşamı yıktığı doğru değil; daha ziyade, bilgi yaşam tecrübesini çözer, böylece arızalarını analiz etmeye girişir ki ihtiyat gerekçelerini (zeka, bilim vs.) ve hatta başarı yasalarını yaşamdan soyutlasın ve nihayetinde yaşamın insansız, insanla ve insan dışında yaptığı şeyleri insanın yeniden yapmasına yardım etsin. Sonuç olarak, insanın durumunda olduğu gibi, düşünce ve bilgi, yaşamı düzenlemek adına yaşam içine kazınmışsa bu yaşam kör ve aptal bir mekanik güç olamaz, her ne kadar düşünce ve yaşam karşılaştırıldığında böyle olduğunu hayal etmek hoşumuza gitse de. Üstelik yaşam mekanik olsaydı bile ne kör ne de aptal olabilirdi. Yalnızca ışığı arayan varlık kör olabilir ve yalnızca anlam kattığını iddia eden varlık aptal olabilir.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page