top of page
Tütün Detlef Bluhm

Tütün // Detlef Bluhm

Stok kodu: 9786052205518

Tütün

Detlef Bluhm

 

Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfiyle dünyanın tamamını etkisi altına alan bir bitkinin, tütünün toplumsal yaşam üzerindeki muazzam etkisinin izini sürüyor Berlinli yazar Detlef Bluhm. Edgar Allan Poe, Arthur Conan Doyle, Sigmund Freud, Walter Benjamin, Robert Musil, Albert Einstein, Jean Paul Sartre, Albert Camus, Ernesto Che Guevara gibi pek çok önemli isim ise düşünceleri, eserleri, yaşamlarıyla eşlik ediyor tütünün kültürel tarihine.

 

“Divana uzanmış keyif çatıyorsunuz, kendinizi düşüncelerinizin akışına bırakıyor, içmeden sarhoş oluyorsunuz; tiksinmeden, Champagne şaraplarının şurup benzeri tadını ağzınızda hissetmeden, kahvenin verdiği sinirli yorgunluğu duymadan. Beyniniz hiç bilmediğiniz beceriler geliştiriyor, kafatasınızın ağırlığını hissetmiyorsunuz artık, hafif kanatlarla hayaller diyarına uçuyorsunuz, etrafta pır pır eden hezeyanlarınızı, muhteşem bir çayırda kızböceklerini kovalayan bir çocuk gibi hayal meyal algılıyorsunuz ve kendinizi olmak istediğiniz yerde, en ideal halinizle görüyorsunuz. En güzel umutlar geçiyor yanınızdan, artık yalnızca birer hayal değil bunlar, ete kemiğe bürünmüşler ve Taglioni gibi büyük bir zarafetle süzülüyorlar. Tütün tiryakileri, siz bu duyguyu bilirsiniz!”

Balzac

  • Teoloji eğitimini yarıda bırakan 1954 Berlin doğumlu Detlef Bluhm uzun yıllardır yayıncılık, gazetecilik ve editörlük yapmaktadır.

  • Türkçesi: Zehra Aksu Yılmazer

    Yayıma Hazırlayan: Cihan Kara

    Kapak Tasarımı: Deniz Akkol

    Sayfa Düzeni: Semih Büyükkurt

    1. Baskı, Aralık 2019

    176 Sayfa / 2. Hamur / Ciltsiz / 15,5 x 19,5 cm

    ISBN: 978-605-2205-51-8

205,00₺ Normal Fiyat
133,25₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI


“Divana uzanmış keyif çatıyorsunuz, kendinizi düşüncelerinizin akışına bırakıyor, içmeden sarhoş oluyorsunuz; tiksinmeden, Champagne şaraplarının şurup benzeri tadını ağzınızda hissetmeden, kahvenin verdiği sinirli yorgunluğu duymadan. Beyniniz hiç bilmediğiniz beceriler geliştiriyor, kafatasınızın ağırlığını hissetmiyorsunuz artık, hafif kanatlarla hayaller diyarına uçuyorsunuz, etrafta pır pır eden hezeyanlarınızı, muhteşem bir çayırda kızböceklerini kovalayan bir çocuk gibi hayal meyal algılıyorsunuz ve kendinizi olmak istediğiniz yerde, en ideal halinizle görüyorsunuz. En güzel umutlar geçiyor yanınızdan, artık yalnızca birer hayal değil bunlar, ete kemiğe bürünmüşler ve Taglioni gibi büyük bir zarafetle süzülüyorlar. Tütün tiryakileri, siz bu duyguyu bilirsiniz! Bu meret doğayı güzelleştirir, hayatın tüm zorlukları önemsizleşir, hayat kolaylaşır, zihin açılır, kasvetli düşüncelerin gri bulutları mavileşir; ama ne garip bir etkidir ki nargile, puro ya da pipo söndüğünde bu operanın perdesi de iner.”


Tütünü sadece yakmakla kalmayıp tutkusuna da zaman ayıran insan için keyif çatmak (keyif çatmak eski bir kavram, bugün buna “zamanım var” deniyor, sanki zamana sahip olunabilirmiş gibi), tütünle ayrılmaz bir bütündür. Kitabımızın en başında yer verdiğimiz retorik sorusunu, 1839 tarihli Modern Uyarıcıları Kullanma Klavuzu’nda bizzat yanıtlayarak tütün tiryakiliğine dair şiirsel bir metne imza atan Honoré de Balzac da aynı görüşteydi. Balzac, George Sand adıyla bilinen Kontes Dudevant’la çok yakın arkadaştı. 1838’de kontesi görmeye gittikten sonra sevgilisi Eve Hanska’ya şöyle yazmıştı: “Paskalya’dan önceki cumartesi akşamı saat altı buçukta Nohant Köşkü’ne vardığımda, yoldaş George Sand’ı yemekten sonra üzerinde robdöşambrı, kocaman, ıssız bir salonda şöminenin başında purosunu tüttürürken buldum.”


Tam bir sükûnet, bir huzur tablosu. Fontane’nin betimlediği şu manzara gibi: “Etrafa bahçe sandalyeleri serpiştirilmiş, evin duvarına dayalı bir bankın önüne saman şilteler atılmıştı. İşte tam keyiflik olan bu bankta, üzerinde ceketi ve geniş kenarlı keçe şapkasıyla yaşlı Stechlin oturur, lületaşından piposuyla havaya envaiçeşit dumanlar üflerken, ortasında küçük bir fıskiyenin şırıldadığı yuvarlak çiçek tarhına bakardı.”


Tütün içmek ve “acelesi olmak” birbirine uymayan iki şeydir. Tütün tiryakisi bu tutkusunu hesaplı kitaplı bir amacın hizmetine koşmaz, tersine, dünyanın sıkıcı gailelerinden tütün içerek kaçmaya çalışır. Italo Svevo da (“Tütün Tiryakiliği Üzerine”) aynı görüştedir:


Tütün tiryakisi öncelikle bir hayalperesttir, onu hayalperest yapan, bu kötü alışkanlığının doğrudan etkisidir; aklını bir sürü hayalle heba etmiş ve tekrar kendine geldiğinde yalnızca tek bir sözcük yazabilmiş korkunç bir hayalperesttir o. Hayalleri çok cesur ve dâhiyane olabilir, ama geride bıraktıkları iz, cüsseleriyle kıyaslanamaz bile; bütün bir dünya düşlenmiş olabilir, fakat geriye sadece bir bulut kalır; bir tragedya, bir destan düşlenmiştir, ama sadece tek bir dize kaleme alınmıştır. Hayalperest asla kendinde değildir, zira hayali onu çok uzaklara alır götürür.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page